Bu yaz daha çok gencimizin, cep telefonlarını ve bilgisayarlarını yenilediği bir yaz olacak yine. Yararlı, bilgilendirici web sitelerinin daha çok ziyaret edildiği, cep telefonları sayesinde insani iletişimlerin daha çok arttığı bir yaz olacak yine.
Bir bilgisayar firması kendi bilgisayarlarının şu dönem alınması halinde, ya MP-3 çalar ya da bisiklet hediyeleri olacağının reklamını yapıyor kaç gündür. Merak ediyorum; bu bilgisayarlardan alan kaç genç, kaç aile, hediye olarak bisikleti tercih edecek. Kaç aile çocuğunu, sokağa çıkmaya teşvik anlamı da taşıyan bisiklete özendirecek.
Geçenlerde bir televizyon kanalında oynayan bir filmde; oğlu kaçırılan bir babanın, baba-oğul olarak aralarında geçen hoş anlar üzerine hafızasını yoklarken, birçok amerikan filminde geçen bir motif olan, iki haftalık, arabayla, tüm kuzey amerikayı içine alan bir yolculuk yaptıkları aklına geliyor ve gözleri doluyordu. Acaba oralarda, delikanlılıktan yetişkinliğe geçişte önemli bir unsur mudur yola çıkmak? Ulaşmak, varmak için değil sadece yolda olmak için yola çıkmak. Geliştiren, zenginleştiren, törpüleyen şeyler için yola çıkmak. Sık söylenen bir sözdür; birini en iyi yolda, yolculukta tanırsın.
“ Acaba hangi yaz okuluna göndersek? Yoksa bir spor kulübüne mi yazdırsak? Aslında en iyisi abimlerin yazlığına göndermek, kuzenleri var hem sıkılmaz da.” gibi cümleler çok tanıdık aslında.
Ülkemizde ergenliğe dair, erkekliğe geçişle ilgili en bilindik ritüellerden biri sünnet, biri de askerliktir herhalde, bir de ehliyet alabilecek yaşa geliş. Peki arada ne oluyor? 11-18 yaş arasında ne oluyor?
İşte size bir öneri; video kameranız var mı? Peki ya arabanız? Ülkemizde benim bildiğim yol filmleri çok az. Tabi ki Tayfun Talipoğlu, Mehmet Yaşin gibi birçok ismin yayınlarına, yazılarına haksızlık etmeyelim.
Ucuz lokantalar da yemek yeme pahasına, ucuz otellerde konaklama pahasına, hem sadece rotanızı turistik yerleri gösteren sarı tabelaları dikkate almadan çizeceğiniz bir yolculuk. Sadece oğlunuz ve siz. Bildiklerinizi öğretmek, bilmediklerinizi beraber keşfetmek, birbirinizi keşfetmek için bir yolculuk.
Karne dönemi, ama biz karnelerden bahsetmedik bile. Çünkü bu önerdiğimiz şeyin akademik başarıyla bir ilgisi yok. Eğer bu armağan ise, sadece baba olduğunuz için, sadece çocuğunuz, oğlunuz olduğu için verilebilecek bir armağan. Baba-oğul ilişkisinde ki imkanlar akademik başarıya endekslenemez. Her çocuk/ergenin baba ile vakit geçirmeye ihtiyacı vardır. Bunun şartı karne, akademik başarı olamaz.
Bu yazı hala sizi ikna edemediyse; Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum” ya da Andrei Zvyagintsev’in “Dönüş” filmlerinin dvd’ lerini bulun ve izleyin lütfen.
Dikkat ettiyseniz anne-kız ilişkisinden, bu ilişkiyi güçlendirecek imkanlardan bahsetmedik. Böyle bir konuda yazmayı kadın meslektaşlarıma bırakıyorum.
Kendinizi keşfetmeniz, baba-oğul ilişkisinin hem kendinize hem çocuğunuza katabileceklerinden yararlanabilmeniz ve yararlandırabilmeniz dileğiyle. İyi yolculuklar.
Uğur Ozulu - Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi
*Bu makale Temmuz 2006 sayı 4 Okul Dergisinde yayınlanmıştır.
